Neden İsviçre?
Bu benzetme size garip geldi değil mi? Ford Flex ile İsviçre arasında ne gibi bir bağlantı olabilir ki? Üstelik bu otomobil İsviçre’de ya da Avrupa’da satılmıyor. Ancak İsviçre’nin politik tarafsızlığı, hiç bir bloğa, gruba ait olmayıp kendine özgü, bağımsız bir statü taşımasına benzer şekilde, Flex de Ford model ailesi içinde hiç bir sınıfa tam anlamıyla ait değil. Ne bir binek, ne de “steyşın” bir otomobil. SUV deseniz değil. Olsa olsa bir CUV olabilir. Yani, “crossover utility vehicle”. Bunun tam bir Türkçe karşılığı var mı bilmiyorum ama, sınıflar arası, ya da iki arada bir derede kalmış fayda sağlayıcı araç (!) olarak çevirebiliriz.
Neden böyle bir araç?
Ford, sekiz yıl önce bugünkü Flex modelini “Fairlane” konsepti olarak tanıttığında aracı “people mover (halk taşıyıcısı)” olarak tanımlamıştı. “Windstar” modelinin üretimine son vererek inişte olan (ki bu öngörüsünde Ford haklı çıktı) minivan segmentinden çıkmayı hedefliyordu. O zaman sancılı bir yeniden yapılanmanın başlangıcında olan “mavi oval” marka station otomobil ve SUV sınıflarının bir sentezi olacak yeni bir kategori yaratmak istiyordu.
8 ayrı pozisyona göre ayarlanabilen sürücü koltuğu, direksiyon ve pedallarla herkes için ideal konum mümkün
Nihayet, 2007 New York Otomobil Fuarı’nda tanıtıldıktan sonra ve 2008 yazından itibaren Flex, ABD, Kanada ve sonradan bazı Ortadoğu ülkelerinde satılmaya başladı.
Normalde altı kişilik olan Flex, ikinci sıranın ortasına ilave edilen küçük koltukla yedi kişiye de yer sunabiliyor. Altı kişilik versiyonda orta sıra, “captain chair” denilen iki bağımsız koltuktan oluşuyor. Bizim kullandığımız versiyonda ise, üç kişilik tek parça koltuk vardı. Özellikle ikinci sıradaki diz mesafesi, Mercedes S Sınıfı veya BMW 7 Serisi’nin uzun şasili versiyonlarıyla boy ölçüşebilecek kadar geniş. Ford’un ünlü SUV’si Explorer ile aynı platformu paylaşan Flex, Lincoln kuzeni MKT ile birlikte Oakville, Ontario’da üretiliyor.
Adı şehirle özdeşleşmiş olan ünlü mimar Frank Lloyd Wright’ın imzasını taşıyan Heritage District, Şikago’da mutlaka görülmesi gereken bir bölge
Ön ve orta koltukların rahatlığına karşılık, üçüncü sırda, özellikle uzun mesafeli yolculuklar için hiç de rahat değil. Diz mesafesi çok kısıtlı ve ancak bebek koltuğuna artık ihtiyaç duymayan çocuklar için ideal. Buna karşılık, üçüncü koltuk sırası bile kullanılırken 566 litrelik bagaj hacmi mevcut. Dıştan belli olmasa da yüksek tavan ve baş mesafesi, iç hacme büyük ferahlık katıyor.
Flex’in, özellikle beyaz tavanlı modellerine profilden bakıldığında aracı dev boyutlu bir Mini’ye ya da alçaltılmış ve uzamış bir Range Rover’a benzetmek mümkün. Köşeli ve dik tasarımıyla estetikten çok hacim kullanımına önem veren Flex, doksanlı yılların Volvo station modellerinden de esintiler taşıyor. Ford’un bir dönem Volvo’nun sahibi olması bu etkiyi yaratmış olabilir.
Motor ve diğer teknik özellikler
Ford Kanada ‘nın sağladığı araç, gamın en tepesindeki Limited versiyonu idi. 3.5 litrelik, çift turbolu, 365 BG gücündeki V6 motor 4000 devirde 344 Nm’lik tork üretiyor. “Akıllı” ve sürekli dört tekerlekten çekiş sistemi bu gücü etkili bir biçimde yola aktarıyor. Tatlı sert süspansiyon, Kuzey Amerika yollarına uygun.
Böyle bir gücün bir aile otomobili kılıfı içinde olması bence daha keyifli. Altı saniyede 100 km’ye çıkabilen Flex ile sollamalar ve ara ivmelenmelerde, nice Mercedes ve BMW’ye toz yutturacak gücü ve torku hissetmek, bu araca olan bağlılığınızı arttırabilir, hatta bir tutkuya dönüştürebilir.
3.6 litrelik, çift turbolu Ecoboost motor 365 BG’lik gücü 350 pound-foot’luk torkuyla aracın 6 saniyede 100 km’ye ulaşmasını sağlıyor ve sportif bir sürüş zevki sağlıyor
Ford’un yeni kuşak modellerindeki konfigüre edilebilir gösterge tablosu ilk başta alışkanlık gerektirse de, direksiyondan kumanda edilerek kolayca düzenleniyor. Örneğin devir göstergesine alışkın olanlar için, optoelektronik (klasik görünümlü dijital) devir saatini bir düğmeye dokunarak gösterge tablosuna katabiliyorsunuz. Yakıt tüketimini ölçmeyi ve düşürmeyi bir oyun, hatta bir takıntı haline getirmişseniz, ekranı buna göre düzenleyebilirsiniz. Bana göre en fonksiyonel özellliklerden biri, navigasyon komutlarını basitleştirerek gösterge tablosuna taşımak. Böylece, ortadaki büyük ekrana bakmadan yol komutlarını görsel olarak daha rahat takip edebiliyorsunuz.
Ford’un, Microsoft ile birlikte geliştirdiği bilgi ve eğlence sistemi Synch, çocukluk hastalıklarını geride bırakmış. Orta konsoldaki bilgi ve eğlence ekranı; navigasyon, müzik, telefon ve ayarlardan oluşan dört bölüme ayrılmış. Ekrana tek bir dokunuşla istediğiniz bölümü çağırıp alt menülere ulaşıyor ve gerekli ayarları yapabiliyorsunuz. Sesli kumanda özelliği ise, hemen hemen tüm marka ve modellerde olduğu gibi henüz tam güvenilir değil. Ses tanıma teknolojisi henüz yeterince olgunlaşmadığı için kumanda tuşlarını kullanmak, dikkat dağıtıcı özelliğine rağmen daha pratik görünüyor.
Yolda
Toronto’dan Şikago’ya, oradan New York ve Newark’a uzanan ve nihayet Mississauga’da noktalanan rotamızda toplam 3400 kilometre yol katettik. Bu yolculuk, şimdiye kadarki en uzun mesafeli test sürüşümüz oldu.
Consumer Reports gibi tarafsız kuruluşların araştırmaları, Flex kullanıcılarının araçlarından çok memnun olduğunu gösteriyor. Ancak yine de “halk taşıyıcısı” başlangıçtaki yıllık 100bin adetlik satış hedeflerine hiç yaklaşamadı ve, Buick Enclave, Chevrolet Traverse, GMC Acadia ve Toyota Highlander gibi önemli rakiplerinin oldukça gerisinde kaldı.
Flex’in takma adının, en azından belli bir çevrede “cenaze aracı” olması, bu tasarımın herkese sempatik gelmediğini gösteriyor.
2013 model yılından itibaren, Ford logosunun aracın önünden kaldırılarak sadece Flex adının vurgulanması, Ford’un bu modeli, diğer ürünlerinden farklılaştırmak, adeta bir alt marka haline getirmek istediğini gösteriyor. Bu pazarlama stratejisinin nasıl bir bir fark yarattığını ise ancak Ford yanıtlayabilir.
Yakıt tüketimi
Şikago’ya kadar beş, iki arkadaşımızın bizden ayrılmasından sonraki bölümde de üç yetişkin ile gerçekleştirdiğimiz beş günlük turun sonunda, ortalama yakıt tüketimimiz 12 litrenin altında (11,7 litre) oldu ki bu, ağırlığı iki tonu aşan (2195 kilo) bir otomobil için iyi bir değer. Yolculuğun Şikago sonrası bölümlerinde, şehir içi kullanımın da artmasıyla (Manhattan trafiğine girmek sizce nasıl bir fikir) bu değer 13 litreye yaklaştı.
Aracın Kanada Hükümeti’nin ölçüm standartlarına göre hesaplanmış tüketim değerleri, otoyol ve şehir içi kullanımı için sırasıyla 8.8 ve, 13.2 litre. Ancak bu sayılar gerçek hayatı yansıtmıyor ve ancak karşılaştırma amaçlı kullanılmalı.
Fiyat ve Özellikler:
Kullandığımız modelin Kanada’daki tavsiye edilen perakende satış fiyatı (MSRP), yaklaşık 57,314 dolar. Standard modelin fiyatı ise 44, 399 dolar.
Hemen hemen tüm medya araçlarında olduğu gibi “full-aksesuarlı” bu model, toplam değeri 13bin doları bulan opsiyonlarla donatılmış. Bu fiyata, 6 ileri vitesli ve manuel modlu otomatik şanzıman, sesle kumanda edilebilen navigasyon ve Bluetooth sistemi, mesafe takip radarlı otopilot (cruise kontrol), kör nokta uyarı sistemi, zenon farlar, yağmur sensörlü silecekler, deri döşeme, dört bölümden oluşan panoramik cam tavan, 20 inçlik aluminyum jantlar, uzaktan kumandalı arka bagaj kapısı, elektrikli katlanabilir üçüncü koltuk sırası, iki tona kadar romörk çekiş sistemi ve Ford’un yeni teknolojilerinden, orta koltuklardaki hava yastıklı emniyet kemerleri dahil.
Sonuç:
Eğer kalabalık bir aileniz ve taşıyacak çok eşyanız varsa, bir minivan ya da büyük bir bir SUV tercihlerinize uymuyorsa, büyük bir steyşıne benzeyen bir araç kullanırken spor araba performansından da vazgeçmek istemiyorsanız, Ford Flex’e çok yakından bakın ve ciddi bir alternatif olarak düşünün. Bu niş kategoride, Flex türü araçların sayısı fazla değil. Alternatif olarak GM Ailesinin CUV sınıfındaki üç temsilcisi; Chevrolet Traverse, GMC Acadia ve Buick Enclave de aklınızda bulunsun. Ne de olsa hatırı sayılır bir ödeme yapacaksınız.
Test aracı; BHG Media vasıtasıyla Ford Kanada tarafından sağlanmıştır.
En güncel ve daha ayrıntılı bilgi için
www.ford.ca adresini ziyaret ediniz.
Tüm hakları saklıdır. Yazarın izni olmadan bu yazı kısmen ya da tamamen kopyalanamaz. Ancak yazıya link verilerek kullanılabilir.